25 Nisan 2012
Akhisar Ticaret Borsası Genel Sekreteri Gökben Dikili Altaş ile kısa adı İZFAŞ olan İzmir Fuarcılık Hizmetleri Kültür ve Sanat İşleri Tic. A.Ş. Basın Sorumlusu Kudret Yaman’ı kırmam imkânsızdı.
“Kalp kalbe karşı” derler ya, bu iki değerli arkadaşımdan aldığım daveti mutlaka değerlendireceğimi söylemiştim.
Sabahın erken saatinde misafirlerimi İngiltere’ye yolcu ettikten sonra Ünal Tümin’le birlikte, OLIVTECH 2012–2. Zeytin, Zeytinyağı ve Teknolojileri Fuarı’nın açılış törenine gittim.
Arka kapıdan girdiğim için önce hayal kırıklığına uğradım.
Çünkü hiçbir hareket yoktu…
Meğer kalabalık ve stantlar bir başka holde imiş.
Girişe gittiğimde, “olağanüstü” diyebileceğim bir grupla karşılaştım… Hepsi Akhisar’dan geliyordu.Zaten benim iddiam; yıllarca tütün denizi olarak adlandırdığımız Akhisar’ın artık “zeytin memleketi” olmasıydı.Akhisar Ticaret Borsası Başkanı Emin Demirci, Başkan Yardımcısı İhsan Aydar ile yöneticiler; Mehmet Üz, Ali Bulanık, Şerafettin Alkın üreticilerle birlikte İzmir’e çıkarma yapmışlardı.
Tabii ki “Zeytin dostu” olarak adlandırdığım Akhisar Kaymakamı Kamil Köten de…
Benim bildiğim kadarıyla Zeytin ve zeytinciliğe önem veren iki mülki idare var, birisi Osmaniye Valisi Celalettin Cerrah ile Akhisar Kaymakamı Kamil Köten…
Çok eskilerde Burhaniye Kaymakamı Necdet Onut ile Edremit kaymakamı Şemsettin Ulusoy’un da hizmetlerini unutamayız.
Bir ara Zeytinyağı İhracatçılar Birliği Başkanı Ali Nedim Güreli ile Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Alhat’ı gördüm. Ayaküstü sohbet ederken, “Kristal Zeytinyağları”nın yöneticilerini şikâyet ettim.
“İzmirli olarak adam kayırmaya karşıyım” dedim.
Aslında adamlar “zeytinyağlı baklava” yapmışlar, teşhir ediyorlar, istediklerine ikram ediyorlar, beğenmediklerini “Başkanı bekliyoruz” diye savuşturuyorlardı.
O kadar sinirlendim ki, kendini satış müdürü olarak tanıtan Mehmet Birincioğlu isimli kişiye de “İzmirli olarak kıyafet ve sıfat ayırımı yapanlara kesinlikle karşı olduğumu” söyledim.
Ama onlar ille Vali Vekili Ardahan Totuk ile İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nu bekliyorlardı. Fotoğrafını çekip, reklâmlarını yapacaklar…
Ehh helal olsun, başka ne diyeceğim.
Bir de dikkatimi çekti, önde birisi protokolu bilinçli olarak o firmaya götürmesin mi?
2000’li yılların başında Başkan Aziz Kocaoğlu, 1990’lı yıllarda aklına koyduğu “zeytincilik ve bağcılık” işine girmeyi düşünmüş, hatta projelendirmiş.
Kıraç bir araziyi, verimli üretken bir hale getirmek için planlar üretmiş ama şu politika ve “belediye başkanlığı” yok mu, işte onu bu idealinden uzaklaştırmış.
Ama ifade ettiği gibi; “Bunu yaygınlaştırmak, Ege Bölgesi’nde iyice yerleştirmek için, Milli Emlak’tan veya temin edilecek arazilerde zeytinciliği ve bağcılığı geliştirmek gerekir, bu artık büyüyen bir sektör. İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak üreticilere 10 binlerce zeytin ve meyve fidanı dağıttık. Tarımın ve çiftçiliğin kalkınmasına inanıyorum. Bunun için 8 yıl içinde de sütünden peynirine, çiçeğinden fidanına, mandalinadan diğer ürünlere varıncaya kadar; arazi yollarının yaptırılmasından, bütün tarım arazilerinde arıtmaların bitirilmesine kadar tarımın kalkınması için birçok proje gerçekleştirdik. Toprak tahlil laboratuarı kurduk. Anlaşmalı üretim yaparak organik tarımı ve organik tarım pazarını teşvik ederek tarımın kalkınmasını ve sağlıklı ürün yetiştirilmesinde çok büyük mesafe aldık. Bu konuda bilinci yükselttik. Ve şu anda kırsalda yaşayan vatandaşlarımız inançla bizim projelerimize iştirak ediyorlar. Bu aşamada da birbirimizden çok şey öğrendik.” dedi.
Konuşmasında bir de müjde veren Başkan Kocaoğlu, “İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin organik projesine katılan 3 tane zeytin üreticisi arkadaşımız dünya markası oldu” şeklinde konuştu.
Vali Vekilmi Ardahan Totuk’un mesajı ise çok önemliydi…
30 yıl kadar önce, Anadomlu’da kaymakamker, bir köyde, küçük bir şişede “zeytinyağı”nın, “ilaç olarak” saklandığına şahit olmuştu.
Zaten, 2. Olivtech Zeytin ve Zeytinyağı Fuarı’nın açılışında konuşan UZZK Başkanı Mustafa Tan da binlerce yıl önce Anadolu insanının “Delice” zeytinin “akıllısını” yaptıklarını ve sağlıklı, uzun yaşamın sırrını zeytin ve zeytinyağı ile bulduklarını anlattı.
Bu arada yine çok önemli bir cümle söyledi:
Mustafa Tan, zeytinyağı sektöründeki bilgi kirliliğine karşı uyarıda bulundu. Tan, tağşiş haberlerini eleştirerek, “Balda bir ise zeytinyağında beşdir’ demek tehlikeli bir söylemdir” dedi.
Ancak burada önemli bir noktaya daha değinmek istiyorum; sadece “markalı” diyerek, AVM’lerde “çok yüksek” fiyatlı zeytinyağlarını tercih etmeyin.
Daha geçenlerde Egeli ihracatçılar, “Bize AVM’lerde raf versinler, 6-7 liradan standart kalitede zeytinyağını halkımıza yediririz” demediler mi?
Tabii ki bu bazı markaların işine gelmiyor.
Çünkü bir koyup, beş alıyorlar.
Akhisar Ticaret Borsası’nın standında Akhisar Ticaret Borsası Genel Sekreteri Gökben Dikili Atlaş,Genel Sekreter Yardımcısı Reyhan Yamanel ve Okan Kızılcık ile “Akhisar Zeytini”ni konuşurken, tüm işlemlerin mutlaka Ticaret Borsası üzerinden geçmesi gerekliliği üzerinde durdum.
Çünkü; Akhisar’dan alınan zeytin ile dökme zeytinyağının başka firmaların ve kentlerin adı ile piyasaya sürülmesinde duyduğum rahatsızlığı dile getirdim.
Bana göre bu da “tağşiş” kadar önemli bir nokta…
Akhisar Ziraat Odası Başkanı Ahmet Akbuğa da İzmir 2. Olivtech Zeytin ve Zeytinyağı Fuarı’nda imiş. Görüşemedim. Karşılaşsaydım; “Üreticinin iyk kez bir fuara bu kadar kalabalık bir katılım yaptığını gördüm. Sizi de Akhisar Borsa Başkanı Emin Demirci ile tüm emek verenleri kutluyorum” diyecektim.
Konsey Başkanı Tan Olivtech fuarının sektör için önemli bir misyon taşıdığına vurgu yaparak, “Bundan önce VİNOLİVE olarak 7 kez yaptığımız ve devamında da Türkiye’de bir ihtisas fuarı haline getirilen OLİVTECH gerçekten sektörde çok büyük bir boşluğu dolduruyor. Ve zeytincilik sektörünün bugünlere gelişindeki başarı hikayesine imza atanlar başrollerde yer alıyor” diye konuşmuştu.
Kudret Yaman, İZFAŞ tarafından organize edilen OLIVTECH 2012–2. Zeytin, Zeytinyağı ve Teknolojileri Fuarı’na 101 firmanın katıldığını söyledi.
Kaynak: http://www.zeytinagacidergisi.com/akhisarli-zeytinciler-fuarda/