Zeytinyağlı yiyemem? sadece şarkılarda kaldı (Değerli Köşe Yazarı Yaşar EYİCE'nin Yazısı)

25 Nisan 2012

İzmir Olivtech Fuarı’nın kalabalık açılışında Buca Belediye Başkanı Ercan Tatı’yı görünce, “Hangi dağda kurt öldü?” diye düşündüm. Çünkü onu bu tür açılışlarda fazla görmezdim.

Belki de kendisiyle pek ilgim olmadığı, yani tanışık olmadığım için dikkatimi çekmiyordu.

Bu kez ön sırada bulunan herkesi, “adam ayırmadan” el sıkıp selam verdiği için biraz yakınlık duydum.

Sergi alanında “Buca”nın koskocaman standını da görünce, “Hele şükür” demekten kendimi alamadım. Çünkü; Buca şimdi var olmayan bağlarıyla bilinirdi. Ama son yıllarda özellikle organik tarımda olduğu gibi zeytin ve zeytincilikte de büyük adım attı.
Aynı Akhisar gibi…
Belki de yaşamımda ilk kez bir fuarı bu kadar sıklıkla ziyaret ettim. Ve Akhisar Ticaret Borsası Genel Sekreteri Gökben Dikili Altaş ve Genel Sekreter Yardımcısı Reyhan Yamanel ile “Zeytinin mutlaka Borsa’dan geçmesi gerekliliği” üzerinde durdum.

Bu arada Akhisar Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Emin Demirci, Başkan Yardımcısı İhsan Aydar ile yöneticiler; Mehmet Üz, Ali Bulanık, Şerafettin Alkın’dan şunu öğrendim:
Akhisar zeytini hem etli, hem de çekirdeğini çıkarmak kolay…

Yani çekirdek ete yapışık değil, kolaylıkla ayrılıyor.
Bazı yörelerin zeytininde bu yok…

Bu arada çok uzaktan, Akhisar gibi zeytincilikte atılım yapan bir kentimizden söz edeyim, “Mut”tan…
Yörenin iklimi nedeniyle Ayvalık yöresindeki zeytinin tıpa tıp benzeri yetişiyor. Bunun farkına varan üretici ile girişimciler yakında kendi başlarının çaresine bakacaklar.
Kendi markalarını yaratacaklar.

Yani rekabet geliyor, böylece “Ben markayım” diyerek ve de AVM’lerle anlaşıp, kutuladığı dökme zeytinyağını 4-5 misli fiyatla (aşırı kar, haksız kazanç) ve de “Gerçek zeytinyağı” masalıyla halkı kazıklama (kandırma) dönemi de sona erecek.

Zaten zeytinyağında tağşişten önce bu sıkıntı ortadan kaldırılmalıdır.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’in de bu konu üzerinde durduğunu biliyorum. Ön tedbir olarak bildiğimiz gibi “tağşiş” yapan birkaç firma afişe edilmeye başlandı. Yakında; 4,5 TL’den aldığı dökme zeytinyağını kutulayarak , kendi ürünü gibi, 25-30 liradan satanlara da sıra gelecek.

Zeytinyağının çok iyisi var…

Ama bu bizi ikinci derecede ilgilendiriyor.
Sınıflamayı sonraya bırakıyorum.
Önemli olan KOİ’nin, dünya standardı…
Zaten ihraç ettiğimiz zeytinyağında da, şu bölgenin bu bölgenin adı geçmiyor. Standarda uyup uymadığına bakılıyor.
Bu konuları işin uzmanları, daha doğrusu bana göre profesörleri Ali Nedim Güreli, Mustafa Alhat ve Emin Demirci gibi üstatlardan öğrenmeye çalışacağım. Tabii ki bu konularda bana en çok destek veren isimlerden biri de Ege İhracatçılar Birliği’nden basın müşaviri Murat Demircan kardeşim.

DEVAM EDİYOR

Moderatörlerlüğünü Dr. Mustafa Tan’ın (UZZK Yönetim Kurulu Başkanı) yaptığı “Sofralık Zeytin Tadımı, Zeytinyağı Tadımı ”na; Ümmuhan Tibet, (UZZK Zeytinyağı Tadım Paneli Lideri), Şahnur Irmak (Türkiye’de Sofralık Zeytin Üretimi-Bornova Zeytincilik Araştırma İst.), Betül Meral (Sofralık Zeytin İşleme Teknikleri-Marmarabirlik), Efstathios Z. Panagou (Dünyada ve Yunanistan’ da Sofralık Zeytin IOC Sofralık Zeytin Tadım Lideri-Agricultural University of Athens Dept. of Food Science and Technology) katıldı.

Sofralık Zeytinde Kalite ve Duyusal özellikleri ise Dudu Gönül Tolun (Sofralık Zeytinde Duyusal Özellikler-Ege Orman Vakfı), Efstathios Z. Panagou-Sofralık Zeytin’in Duyusal Özelliklerinin Tespiti Uygulamalı Tadım Workshop- IOC Sofralık Zeytin Tadım Lideri-Agricultural University of Athens Dept. of Food Science and Technology) öğrenmeye çalıştık.

Bir zamanlar sözünü ettiğim Yazar Ahmet Yorulmaz “Bizim Zeytinyağlı Ayvalık Yemeklerimiz” kitabını imzaladı.
Adıyaman’dan gelen “zeytinyağlı baklava tadımı” Kristal Zeytinyağları tarafından yaptırıldı.
Bence vatandaş üzerinde etki yaratacak en önemli etkinlik bu…
Hatta, “Karşıyakalı Sarışın”a konuyu anlatınca, merak etti.

“En iyisi; Akhisar Ticaret Borsası Genel Sekreteri Gökben Dikili Altaş ve Genel Sekreter Yardımcısı Reyhan Yamanel’in yanına götüreyim kendilerinden bu konuda yardım alayım” dedim.

Mustafa Alhat’ın “İzmir Lokması”nı Akhisar zeytinyağında yaptırıp dağıttığında tatmış, “harika olmuş” demiştim.
Ancak her zaman söylüyorum, önemli olan yöneticidir, yönetendir.

Fuarın ilk günü olduğu gibi adam ayırmak, adam ayırmak, istediğine verip istemediğine vermemek firmaları temsil eden insanlara yakışmıyor.

Özellikle “tadım” ile kendini Türk halkının tamamına tanıtmaya çalışıldığı şu dönemde, “Ben markayım” diyerek hava atan ve istediğini yapıp, boş sandığı meydanda at koşuşturmak isteyenlere hiç ama hiç yakışmıyor.
Unutmayın, “güzelim” diyene bir sivilce yetiyor…
“Zenginim” diyene de bir kıvılcım!
Bir gecede batan ne işletmeler biliyoruz, neler?

SONUCUNU ÖĞRENDİM

Bu arada İzmir Fuarcılık Hizmetleri Kültür ve Sanat İşleri Tic. A.Ş.Basın Sorumlusu Kudret Yaman’dan, “1.Chief Student Yemek Yarışmasında ödül kazananları öğrendim.

Filiz Kasapoğlu ile büyük ilgi gören” zeytinyağlı yemekler ve tatlılar” ın Olivtech Fuarı’nda yarışmasını izlemiş, ama sonunu bekleyememiştim.

2. Zeytin, Zeytinyağı ve Teknolojileri Fuarı’nda, Turizm Haftası etkinlikleri kapsamında, İZFAŞ, İzmir Kültür ve Turizm Müdürlüğü, İzmir Üniversitesi ve İzmir Aşçılar Derneği işbirliği ile organize edilen 1.Chief Student Yemek Yarışması’na ilgi gerçekten beklenenin üstünde idi.

Herhalde son zamanlarda TV’lerde verilen yemek tarifleri bu işi tetikledi. Bizim “Nefise Yenge” de yarıştan yarışa koştuğu için konuyu kapsamlı olarak ele alamadım.

“Ege Mutfağından Seçmeler Yemek Yarışması” , İzmir Merkez ve ilçelerdeki meslek liseleri ve üniversitelerin yiyecek-içecek bölümleri ve konuyla ilgili tüm bölüm öğrencilerinin katılımıyla gerçekleştirildi.

3 farklı kategoride düzenlenen yarışmaya, 67 yarışmacı katıldı. Her yarışmacıya verilen 40 dakikalık sürede hazırlanan zeytinyağlılar, tatlılar ve etli yemekler jürinin beğenisine sunuldu.

Juri tarafından değerlendirilen yemeklerde; zeytinyağlılarda Mehmet Kule “Yaprağında Gül Kerevizi” yemeği ile, tatlılarda Ali Çelik “Kabaklı Çıtır Kadayıf Sarması”, etli yemeklerde ise Cemile Aslanboğa “birinci oldu. Yarışmada dereceye girenler madalya ile ödüllendirildi.

Juride yer alan isimler şöyle: Murat Akışlı, Murat Türbil, Ünal Sermet, Rıdvan Sütçü, D.Yaşar Kurt, Turgay Bucak, Güren Kork, Coşkun Mısırlıoğlu, Yaşar Özel, Ergun Barlık, Levent Alpat, Hayrettin Meydan, Hüseyin Gelmez, Şemsettin Ünal, İbrahim Önen, Musa Üzüm, Ümit Uçar, Serkan Ateş ve Zeki Karatay .

1.Chief Student Yemek Yarışması’nda Dereceye Girenlerin İsimleri ise şöyle:

ZEYTİNYAĞLI:
Mehmet Kale // Yağrağında Gül Kereviz, Merve Alaca // Enginar Kalbinde Etli Sarmaşık, Şahin Teber // Ege Yeşillikleri Zeytinyağlısı, Günay Güneş // Ege’nin Lezzet Bahçesi, Mert Yılmaz // Juri Özel Ödülü

TATLILAR:
Ali Çelik // Kabaklı Çıtır Kadayıf Sarması, Alara Demirel // Ege Esintisi, Raşit Bakan // Girit Baklavası, Gökhan Yıldız // Kadayıf Yatağında,

ETLİLER:
Cemile Salanboğa, Nazlı Işık, Buse Özsoy, Seval Altınbaş

BORUSAN’IN GÜZEL GİRİŞİMİ
Bir zamanlar Borusan’dan çok bilgi alıyordum. Sonra ilişkimiz koptu. Hâlbuki onların kültür ve sanatımıza büyük etki ve katkıları olduğunu biliyordum. Ekonomik sıkıntı onların da sesini mi kesmişti ne çıkaramadım.

Tribeca İletişim Danışmanlık Medya Uzmanı Sıdıka Göztok, Avrupa Müzik Forumu’nun açılışının UNESCO Genel Direktörü Irina Bokova tarafından yapıldığını bildirince, konuyla ilgilendim.

İddialarımdan biri de bir şehrin öncelikle kültür ve sanatla kalkınacağıdır. Bu yüzden sanatın her dalına özellikle ilgi gösteriyorum.

Sıdıka Göztok’un bildirdiği gibi; Avrupa Müzik Konseyi tarafından bu yıl İstanbul’da düzenlenen Avrupa Müzik Forumu’nun açılışı Borusan Müzik Evi’nde UNESCO Genel Direktörü Irina Bokova tarafından yapıldı. Açılış konuşmalarının ardından sahneye çıkan Borusan Quartet, İzmir’de adını bir salonda kullandığımız Üstat Ahmet Adnan Saygun’un 1 no.lu keman konçertosunu seslendirdi.

Türkiye’nin Borusan Kültür Sanat aracılığıyla üyesi olduğu Avrupa Müzik Konseyi (European Music Council) tarafından düzenlenen İkinci Avrupa Müzik Forumu bu yıl 19 Nisan 2012 tarihinde başladı ve 22 Nisan’da (bugün) sonuçlanıyor.

SINIRLARI AŞMAK

Borusan Kültür Sanat’ın ev sahipliğinde “Sınırları Aşmak-Köprüler Kurmak” teması ile düzenlenen forumun açılış törenine UNESCO Genel Direktörü Irina Bokova, Türkiye’nin UNESCO Büyükelçisi Gürcan Türkoğlu, UNESCO Türkiye Millî Komitesi Başkanı Prof. Dr. Öcal Oğuz, Avrupa Müzik Konseyi temsilcisi Prof. Dr. Filiz Ali ve konsey üyeleri katıldı.

UNESCO Genel Direktörü Irina Bokova, Avrupa Müzik Forumu için İstanbul’un seçilmesinin bir tesadüf olmadığını, kültürel çeşitlilik, yetenek ve köklü bir geleneğin yanında yenilik için gereken dinamizmin de bu şehirde var olduğunu söyledi.

UNESCO olarak sınırlı imkânları olan ülkelerde kültürün gelişmesi, sanatın yaygınlaşması için halka yönelik çalışmalarda bulunduklarını dile getiren Bokova, bu ülkelerde özellikle sanata eğilimi olan yetenekli çocukları desteklediklerini belirtti.

Dünyanın finansal krizi ve savaşları konuştuğuna dikkat çeken Bokova sözlerini “Bence şu anda kültüre ve sanata her zamankinden fazla ihtiyacımız var. Kültür, toplumlarımızın yapıtaşı, kültür biziz. Biz UNESCO olarak kültürün yenilenebilir tek enerji kaynağı olduğunu söylüyoruz” sözleriyle tamamladı.

Borusan Kültür Sanat’ı Avrupa Müzik Konseyi’nde temsil eden Prof. Dr. Filiz Ali ise konuşmasında toplantının düzenlendiği İstanbul şehrinin, bir düzineyi aşkın farklı dilin konuşulduğu, farklı kültür, din ve mezheplerin yan yana büyük bir uyum içinde yüzyıllardır bir arada bulunduğu, kültürel çeşitlilik kavramının somut yansıması olduğunu söyledi.

İZMİR UNUTULMAMALI

Bu arada yine bir çıkıntı yaparak, İstanbul’un olduğu gibi bu konuda İzmir’i de unutmamak, İzmir’i de öne çıkarmak gerekiyor.

Bu yıl “Sınırları Aşmak-Köprüler Kurmak” temasıyla düzenlenen forum kapsamındaki çeşitli atölyelerde, bütün üyelerin katıldığı toplantılarda, küçük gruplar arasındaki çalışmalarda, Avrupa ve çevresinde müzik alışverişini zorlayan engellerin kaldırılması, müzikle insanlar, ülkeler, kültürler ve kuşaklar arasındaki sınırların aşılması konuları tartışıld.

UNESCO ve Uluslararası Müzik Konseyi ile bağlantıları bulunan Avrupa Müzik Konseyi, müziğin çeşitli alanlarında faaliyet gösteren ulusal müzik konseyleri ve kuruluşlar için yeni bağlantı fırsatları yaratan, kültür ve müzik projelerini daha geniş kitlelerle buluşturarak görünürlüğünü artıran önemli bir platform olma özelliği taşıyor.

İZMİR’E KATKISI BÜYÜK

İzmir’e katkı için önemli çalışmalar yapan sevgili bir arkadaşım Aylin Onart var.
On-Art İletişim Danışmanlığı, Halkla İlişkiler, Turizm Ltd. Şti.’nin yöneticisi Aylin Onart’ı görünce aşık olur, konuşunca ise tutulursunuz. Bu yüzden o da, yalnız Türkiye değil dünya çapında isimleri bu özelliği sayesinde İzmir’e bir iki tatlı sözü ile getiriyor ve konuk ediyor.

Benim gibi o da “Herşey İzmir için…” diyerek, bu kez bir yeni ismi daha İzmir’de ve atölyelerin ağırlıyor. Bu kez Nermin Bezmen’i İzmirlilerle buluşturuyor.

Belirttiğim gibi; On-Art İletişim Danışmanlığı’nın gerçekleştirdiği Art 10 Fikir Atölyeleri, İzmirlileri bu kez, Türkiye’nin en çok satan ve sevilen yazarlarından Nermin Bezmen’le buluşturuyor.

Duygularını, yaşamını, birikimlerini satış rekorları kıran kitapları vasıtasıyla okuyucusuna hissettiren, yaşatan ve “her insan bir romandır, hatta öyle ki aynı ilişkideki iki insan için iki ayrı hikaye yazılır.” diyen Nermin Bezmen, 26 Nisan 2012 Perşembe günü Art 10 Fikir Atölyeleri’nde olacak. Söyleşi-kokteyl ve imzanın bir arada gerçekleştirileceği çok özel bir konseptle İzmirliler’le buluşacak.

HER İNSAN BİR ROMANDIR

Key Hotel’de saat 19:00’da başlayacak “Her İnsan Bir Romandır: Hayat, Sevgi ve Aşk Üzerine” başlıklı buluşmada, kendi hikayesini kaleme aldığı “Bizim Gizli Bahçemizden” ; yaşadıkları ve kaybettikleri aşklarının ardından hüznü ve yokluğu yaşayan 3 kadının hikayesini anlattığı “Gönderilmeyen Aşk”a, “Sırça Tuzak”, “Sır” ve “Aurora’nın İncileri”ne kadar yazdığı kitaplarında aile içi ilişkilerden, aşka, sevgi ve dönem konularına kadar aslında hayatın kendisini anlatan Nermin Bezmen İzmirliler için kitaplarını da imzalayacak.

Verilecek kokteylde ise Sevilen Şarapları ve Feast’in kanepe ve aperatiflerinin degüste edilecek.

Nermin Bezmen’le hem kokteyl, hem söyleşi, hem de imza etkinliğini bir arada sunan, bu çok özel buluşmayı, 26 Nisan Perşembe akşamı saat 19.00’da Key Hotel’de, sınırlı sayıda katılımla da olsa gerçekleştirilecek konsept etkinlikle İzmirliye sağlayan Aylin Onart ile atölye yetkililerine teşekkür ediyorum.

İSMİN KADERİNİ ETKİLİYOR

Bu arada ilgilisine de duyurmakta yarar görüyorum:
Şira Mercan Özgür’den bir mektup aldım.
Şira’nın, “İsmin Kaderini Nasıl Etkiliyor” kitabı 1 Mayıs’ta tüm kitapçılarda okuyucusu ile buluşacak.
Yeni duyduğuma göre; İnsanın kaderi isminde saklıymış!

Şi’ra Mercan Özgur “İsmin Kaderini Nasıl Etkiliyor!” kitabıyla ismimize farklı bir bakış açısı ile bakmamızı sağlayacağını belirtiyor.

Dediğine göre; İsimlerimiz hayatımızı birebir etkiliyormuş. Hem de zannettiğimizden çok daha fazla!
Yeni doğacak olan çocuğumuza verdiğimiz isim onun yaşayacağı kaderi belirliyormuş.
İş kurarken şirketimiz için bulduğumuz isim o işin potansiyel geleceğini oluşturuyormuş…

İDDİA KİMİN?

Bunları yazan Şi’ra Mercan, “Aslında bunlar benim iddiam değil” diyor.

Çok eski çağlardan beri isimlerin kadere etkileri bilinir ve uygulanırmış. Orta Asya Türklerinde isim koyma gelenekleri başlı başına bu inanca dayanırmış. Kitapta bu konu ile alakalı bilgiler de yer alıyor.
Bir diğer yandan İslamiyet’in ilk dönemlerinde Hz. Muhammed’ in isimlerle ilgili değişiklikler yaptığı da bilinen ve itibar edilen bir bilgiymiş. Yazar, “Ttüm bunları bu kitapta topladım” diyor.

Birçok kişiye rehber olabilecek olan bu kitap, birçok kişinin hayat akışını derinden etkileyeceğe benziyor.

 

Kaynak: http://www.zeytinagacidergisi.com/